Amerika’da orta derecede kalp hastalığı riski olan kişiler üzerinde yapılan araştırma, üç ay Akdeniz diyeti uygulanan bu kişilerde kalp hastalıkları riskinin yüzde 15 gerilediğini ortaya koyuyor.
Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kalp ve damar hastalıklarından, sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılması ile büyük ölçüde korunmak mümkün olabiliyor.
Uzmanlar, sağlıklı beslenme trendinin Türk, İtalyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus mutfaklarının karışımı olan Akdeniz mutfağında yoğunlaştığını belirterek, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşan Akdeniz diyeti ile kalp ve damar hastalıklarının önüne geçilebileceği tavsiyesinde bulunuyor.
“Medicana Tıp Günleri” kapsamında düzenlenen Kardiyoloji Semineri’nde de beslenme ve kalp sağlığına ilişkin yurt dışında yapılan çalışmalar ele alındı.
Seminerde yapılan çeşitli sunumlarda kalp ve damar hastalıklarından korunmada beslenme şeklinin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı beslenme alışkanlığının dönemsel değil, ömür boyu devam etmesi ve yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.
Haftada dört kez balık tüketimi ile gelen sağlık
Uzmanların verdiği bilgiye göre, Akdeniz tarzı beslenme, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşuyor. Yurt dışında beslenme ve kalp sağlığı ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar, halk arasında Akdeniz diyeti olarak bilinen düşük kolesterol diyetinin, hastalıklardan korunmada önemine dikkat çekiyor.
ABD’de yapılan yeni bir araştırmada, Akdeniz diyetinin üç ayda kalp hastalıkları riskini yüzde 15 oranında gerilettiği saptandı.
Araştırma için orta derecede kalp hastalığı riski olan 212 erkek ile kadın seçildi ve bu kişiler üç ay boyunca Akdeniz diyetiyle beslendi. Akdeniz diyetini uygulayanlar, haftada dört kez balık, haftada bir kez de kırmızı et tüketti. Erkeklerin günde 2, kadınların ise 1 kadeh kırmızı şarap içmesine izin verildi. Araştırma sonucunda Akdeniz diyetiyle beslenenlerin kolesterol miktarlarının yüzde 7.5 oranında azaldığı saptandı. Akdeniz diyetinin kalp hastalıkları riskini yüzde 15 oranında gerilettiği belirlendi.
Akdeniz diyetinin tedavi edici etkisi, diyete bağlı kalp rahatsızlıklarının ortaya çıkmasıyla klinik çalışmalar çerçevesinde yürütülüyor. Dr. Keys’in “Yedi Ülke Çalışması” isimli araştırmasında da 50-54 yaşları arasındaki Yunan erkeklerindeki kalp hastalıkları oranının karşılaştırma gruplarından Amerikalı erkeklere göre yüzde 90 daha az olduğu tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nce yapılan araştırma ise (İspanya, Yunanistan, Fransa ve İtalya) insanların diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika’dakilerden daha uzun ömürlü ve kalp hastalıkları ve kanserin daha düşük oranda olduğu ortaya konuldu.
“Diğer bitkisel yağlar aynı şekilde etkili değil”
Harward Üniversitesi Beslenme Bölüm Başkanı Dr. Walter Willet de Akdeniz diyeti ile beslenilmesi gerektiği önerisinde bulunarak, diyette zeytinyağı kullanımının artırılması ile HDL kolesterol seviyesinin yükseldiğini tespit etti.
Ayrıca yapılan çalışmalar, Akdeniz diyetindeki balık tüketiminin yüksek olmasının, HDL kol seviyesini olumlu etkilemesiyle sonuçlandı. Bol meyve, sebze ve zeytinyağı içeren Akdeniz usulü beslenmenin olumlu etkilerini gösteren çalışmalar, diğer bitkisel yağların aynı şekilde etkili olmadığını ortaya koydu.
Fonksiyonel besinler
Akdeniz diyetinde bulunan fonksiyonel besinler, havuç, kayısı, turunçgiller, böğürtlen, ahududu, kızılcık ve lahana gibi sebze ve meyvelerden oluşuyor ve C ile E vitaminlerini içeriyor. LDL oksidasyonunu önlüyor, kan lipitlerini düşürüyor ve kanser riskini azaltıyor.
Özel tat veren sarımsak, soğan, pırasa ve lahana gibi sebzeler ise bağışıklığı güçlendiriyor.
Soya fasulyesi ve diğer fındık, fıstık, ceviz, kuru fasulye, nohut gibi baklagiller E vitamini, selenyum, çinko ve diyet posası içeriyor. Kan lipidlerini düşürüyor, toksik ögeleri etkisizleştiriyor ve kan şekerini denetliyor.
Yeşil çay ise karsinojenleri (kanserojenleri), toksin ve mikropları etkisizleştiriliyor.
Yoğurt ve probiyotikler, laktikasit bakterileri içeriyor ve bağırsak enfeksiyonlarını iyileştiriyor, kolon kanseri riskini azaltma eğilimi gösteriyor.
Kalsiyum açısından zengin olan yağı azaltılmış süt ve süt ürünleri ise osteoporoz riskini azaltıyor.
Örnek menü
Sabah:
Yağsız veya az yağlı süt, yağsız ya da az yağlı peynirler, zeytin, çiğ sebzeler (domates, salatalık, sivri biber), taze ve kuru meyveler (kayısı, erik, üzüm, incir)
Öğle ve akşam:
Balık, sebze yemeği, salata, meyve, makarna veya kuskus, yoğurt ya da salata, meyve ile 1-2 bardak kırmızı şarap.
Kuru baklagil ve sebze karışımı, salata, meyve ya da 1-2 kadeh kırmızı şarap.
Ara öğünler:
Yağsız yoğurt, meyve, taze sebze (salatalık, domates, biber, kabak)
Dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kalp ve damar hastalıklarından, sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılması ile büyük ölçüde korunmak mümkün olabiliyor.
Uzmanlar, sağlıklı beslenme trendinin Türk, İtalyan, Yunan, Lübnan, Fas ve Tunus mutfaklarının karışımı olan Akdeniz mutfağında yoğunlaştığını belirterek, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşan Akdeniz diyeti ile kalp ve damar hastalıklarının önüne geçilebileceği tavsiyesinde bulunuyor.
“Medicana Tıp Günleri” kapsamında düzenlenen Kardiyoloji Semineri’nde de beslenme ve kalp sağlığına ilişkin yurt dışında yapılan çalışmalar ele alındı.
Seminerde yapılan çeşitli sunumlarda kalp ve damar hastalıklarından korunmada beslenme şeklinin çok önemli olduğunu belirten uzmanlar, sağlıklı beslenme alışkanlığının dönemsel değil, ömür boyu devam etmesi ve yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.
Haftada dört kez balık tüketimi ile gelen sağlık
Uzmanların verdiği bilgiye göre, Akdeniz tarzı beslenme, sebze, meyve, süt ve ürünleri, doğal kepekli tahıllar, tam buğday ekmeği, kepekli ekmek ve zeytinyağından oluşuyor. Yurt dışında beslenme ve kalp sağlığı ile ilgili yapılan çeşitli araştırmalar, halk arasında Akdeniz diyeti olarak bilinen düşük kolesterol diyetinin, hastalıklardan korunmada önemine dikkat çekiyor.
ABD’de yapılan yeni bir araştırmada, Akdeniz diyetinin üç ayda kalp hastalıkları riskini yüzde 15 oranında gerilettiği saptandı.
Araştırma için orta derecede kalp hastalığı riski olan 212 erkek ile kadın seçildi ve bu kişiler üç ay boyunca Akdeniz diyetiyle beslendi. Akdeniz diyetini uygulayanlar, haftada dört kez balık, haftada bir kez de kırmızı et tüketti. Erkeklerin günde 2, kadınların ise 1 kadeh kırmızı şarap içmesine izin verildi. Araştırma sonucunda Akdeniz diyetiyle beslenenlerin kolesterol miktarlarının yüzde 7.5 oranında azaldığı saptandı. Akdeniz diyetinin kalp hastalıkları riskini yüzde 15 oranında gerilettiği belirlendi.
Akdeniz diyetinin tedavi edici etkisi, diyete bağlı kalp rahatsızlıklarının ortaya çıkmasıyla klinik çalışmalar çerçevesinde yürütülüyor. Dr. Keys’in “Yedi Ülke Çalışması” isimli araştırmasında da 50-54 yaşları arasındaki Yunan erkeklerindeki kalp hastalıkları oranının karşılaştırma gruplarından Amerikalı erkeklere göre yüzde 90 daha az olduğu tespit edildi.
Dünya Sağlık Örgütü’nce yapılan araştırma ise (İspanya, Yunanistan, Fransa ve İtalya) insanların diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika’dakilerden daha uzun ömürlü ve kalp hastalıkları ve kanserin daha düşük oranda olduğu ortaya konuldu.
“Diğer bitkisel yağlar aynı şekilde etkili değil”
Harward Üniversitesi Beslenme Bölüm Başkanı Dr. Walter Willet de Akdeniz diyeti ile beslenilmesi gerektiği önerisinde bulunarak, diyette zeytinyağı kullanımının artırılması ile HDL kolesterol seviyesinin yükseldiğini tespit etti.
Ayrıca yapılan çalışmalar, Akdeniz diyetindeki balık tüketiminin yüksek olmasının, HDL kol seviyesini olumlu etkilemesiyle sonuçlandı. Bol meyve, sebze ve zeytinyağı içeren Akdeniz usulü beslenmenin olumlu etkilerini gösteren çalışmalar, diğer bitkisel yağların aynı şekilde etkili olmadığını ortaya koydu.
Fonksiyonel besinler
Akdeniz diyetinde bulunan fonksiyonel besinler, havuç, kayısı, turunçgiller, böğürtlen, ahududu, kızılcık ve lahana gibi sebze ve meyvelerden oluşuyor ve C ile E vitaminlerini içeriyor. LDL oksidasyonunu önlüyor, kan lipitlerini düşürüyor ve kanser riskini azaltıyor.
Özel tat veren sarımsak, soğan, pırasa ve lahana gibi sebzeler ise bağışıklığı güçlendiriyor.
Soya fasulyesi ve diğer fındık, fıstık, ceviz, kuru fasulye, nohut gibi baklagiller E vitamini, selenyum, çinko ve diyet posası içeriyor. Kan lipidlerini düşürüyor, toksik ögeleri etkisizleştiriyor ve kan şekerini denetliyor.
Yeşil çay ise karsinojenleri (kanserojenleri), toksin ve mikropları etkisizleştiriliyor.
Yoğurt ve probiyotikler, laktikasit bakterileri içeriyor ve bağırsak enfeksiyonlarını iyileştiriyor, kolon kanseri riskini azaltma eğilimi gösteriyor.
Kalsiyum açısından zengin olan yağı azaltılmış süt ve süt ürünleri ise osteoporoz riskini azaltıyor.
Örnek menü
Sabah:
Yağsız veya az yağlı süt, yağsız ya da az yağlı peynirler, zeytin, çiğ sebzeler (domates, salatalık, sivri biber), taze ve kuru meyveler (kayısı, erik, üzüm, incir)
Öğle ve akşam:
Balık, sebze yemeği, salata, meyve, makarna veya kuskus, yoğurt ya da salata, meyve ile 1-2 bardak kırmızı şarap.
Kuru baklagil ve sebze karışımı, salata, meyve ya da 1-2 kadeh kırmızı şarap.
Ara öğünler:
Yağsız yoğurt, meyve, taze sebze (salatalık, domates, biber, kabak)