Bebeğin ilk dişi, çoğu ana baba için heyecan ve sevinç kaynağıdır.
Diş çıkarmak, bebeğin ilk yıldaki gelişiminin önemli bir aşamasıdır. Ancak diş çıkarma deneyimi bazıları için uzun ve yıpratıcı bir süreç olabildiği gibi, bazılarında bir gecede biten bir şey olabilir. Bazen dişetinde şişlik ya da keskinleşmiş bir kenar haftalar, hatta aylar öncesinden dişin habercisidir bazen de hiçbir ipucu bulunmayabilir.
Diş çıkarma tartışmalı bir konu olmasına karşın, kesin bilinen bazı gerçekler vardır. Bebekler ilk dişlerini genellikle altıncı ve sekizinci aylar arasında çıkarırlar, ancak üç ay gibi erken ya da on beş ay gibi gecikmiş bir sürede çıkaranlar da vardır.
İlk iki yıl boyunca bir bebeğin on dokuz diş daha çıkarması beklenir. Genellikle alt iki kesici diş, üsttekilerden önce çıkar. Bu dişleri sağ ve soldaki ikişer yan-kesici dişler izler. Dişlerin geri kalanı şu sırayı izler yan kesicilerin hemen yanındaki ilk azı dişleri, sonra köpek dişleri ve en son da ikinci azılar. Üç yaş dolduğunda genellikle dişler tamamlanmıştır.
Halk arasında, erken diş çıkarmanın akıl belirtisi olacağı, geç diş çıkarmanın ise ileride öğrenme problemlerine yol açacağı konusundaki inanışı destekleyen hiçbir tıbbi bilgi yoktur. Diş çıkarmak kalıtsal faktörlere de bağlı olduğundan siz ya da eşiniz ilk dişlerinizi geç çıkardıysanız, bebeğiniz de aynı şeyi yapabilir.
İşaretler
Diş hazırlığı aslında diş, dişetini yarıp 0,5 cm’lik çıkışını yapmadan en az üç ay önce başlar. Bu sırada bebekte görülen belirtiler anneler, anneanneler ve tıp dünyası tarafından çok değişik yorumlara açık olmaya devam etmektedir.
Bazı doktorlar diş çıkarmanın yanında başka hiçbir belirti taşımadığına inanırlarken, bir kısmı da ufak tefek rahatsızlıkların görülebileceğini kabul etmektedirler. Bu belirtiler salya artışı, hafif ateş, ağlama, rahatsız uyku, huzursuzluk, ishal, burun tıkanıklığı, yüzde veya bez bölgesinde pişik, kulakları çekmek ve eller dahil olmak üzere her şeyi çiğneme isteği olabilir.
Bazı ana babalar, üç aylık bebeklerin salyasının aktığını gördüklerinde bunun diş çıkarma işareti olduğunu düşünürler. Diş çıkarmanın, salya salgılanmasını artırdığı doğru olsa da, bebeklerin zaten tümü bu aylarda tükürük bezlerinin harekete geçmesiyle salyalarını tutamamaya başlarlar. Salya, çene ve ağız çevresindeki deride kızarıklık ve tahrişe neden olabilir. Bu durumda düzenli olarak yumuşak bir bezle yüz silinmeli ve kuruyan cilde nemlendirici krem sürülmelidir.
Araştırmalar hafif ateşin, diş çıkarmaya sıklıkla eşlik edebildiğini gösterse de, bu ateş hiçbir zaman çok yüksek değildir. 38.5° C üzerindeki ateşin kaynağının araştırılması gereklidir. Nezle ve benzeri viral enfeksiyonların diş çıkarma dönemine rastlaması, bu dönemde bebeğin bağışıklık faktörlerindeki azalmadan kaynaklanmaktadır.
Özellikle azı dişleri çıkarken dişetindeki sızı, kulak ve yanaklara ortak sinirler aracılığıyla yayılabileceğinden, bebeğiniz kulak çekmek ya da yanak sürtmek gibi hareketler yapabilir.
Diş tamamen çıkmadan hemen önce yeri şiş, koyu mavi-siyah arası bir renk olabilir. Eti kesip çıktığında ise biraz kanama görülebilir. Buna diş hematomu denir ve genelde kendiliğinden iyileşir. Soğuk kompres, şişliği ve sızıyı alabilir.
Diş çıkaran bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı besinlere başlamış bebek, bir süre hiç onlarla ilgilenmeyebilir. Bu durumda, mama ya da anne sütüyle alacağı sıvı ve besin miktarı ona bu süre zarfında yetecektir. İshal ve diş çıkarma arasında direkt bir bağlantı kurulamamış olsa da bazı anneler bebeklerin her dişiyle ishal olduklarını söylerler. Yutulan fazla tükürüğün dışkıda yumuşamaya neden olabileceğini ileri sürenler olsa da, çocuğunuzun günde ikiden fazla sulu dışkısı olmuşsa doktorunuza danışmakta fayda vardır.
Ona nasıl yardım edebilirsiniz?
Ailelerin diş çıkarma dönemindeki bebeklerine yardım etmeleri imkansız değildir. Bebeğin sıkıntısı, her çıkardığı dişte farklı boyutlarda olabilir. Bebeğinizin dikkatini başka şeylere çekmek, oyuncaklarıyla oynamasını sağlamak, dışarıda gezinmek, müzik dinletmek ya da daha uzun süre kucakta tutmak bile onu rahatlatabilir. Çiğneyebileceği bir şey vererek de onu rahatlatmanız mümkündür. Buzdolabından çıkmış su dolu bir dişlik halkası harikalar yaratabilir. Buz dişetlerini dondurarak acıyı alır. Kaşırken uygulanan basınç ise ağrıyı geçirir. Soğuk yiyecekler (elma, şeftali püresi, yoğurt) oda ısısındakilerden daha cazip gelebilir.
Lokal anestetik (uyuşturucu) etkisi olan birtakım kremler dişetine sürülebilir. Viski, şarap gibi içeceklere batırılmış emzik bu amaçla kullanılmamalıdır. Etkisi çok kısa süreli olduğu gibi, tekrar kullanımlarla toksik düzeyde alkol verilebilir. Ağrı kesiciler (parasetamol) diş çıkaran bebeğin sıkıntısını dindirme amacıyla rahatlıkla kullanılabilir. Ancak ilaç dozunu her zaman doktorunuza danışmalısınız.
Unutmayın ki, diş ağrısı gelir ve kendiliğinden geçer diş çıkarma döneminde en iyi tedavi yeterli süre ve sabırdır.
Diş bakımı
Çocuğunuzun dişlerinin bakımı aslında daha anne karnındayken başlamalıdır. Dişler gebeliğin üçüncü ve altıncı ayları arasında gelişmeye başladığı için dengeli beslenme diş sağlığı için de önemlidir. Özellikle A, C, D vitaminleri, protein, kalsiyum ve fosfor yeterli miktarda alınmalıdır. Gebelik süresince multivitamin ilaçlar alan ve dengeli beslenen bir anne, bebeğinin dişleri için de sağlıklı bir başlangıç yapmış olur.
Çocuğun ilk diş sorunu genellikle uzun süreli biberon kullanımından kaynaklanır. Şekerli sıvılara sık ve uzun süreler maruz kalan dişlerde, biberon çürüğü denen durum ortaya çıkabilir. Uykuda tükürük salgısı azaldığından, hemen uyku öncesi verilen meyve suyu, süt gibi içecekler uzun süre dişler etrafında göllenir. Ağız içindeki bakteriler, şekerden asit yaparak diş minesinin zedelenmesine neden olurlar. Bu sorun, çocuğa yatmadan önce biberon vermeyerek ya da elinde biberonla dolaşmasını kısıtlayarak önlenebilir. Mümkünse biberon alışkanlığı bir yaşından sonra bırakılmalıdır.
Çocuğunuzun ilk dişinin çıkmasıyla diş temizliğine başlanması gerekir. Dişler, ilk başlarda nemli bir bezle silinmeli, 1 yaşından sonra fırçalanmalıdır. 2 yaşından sonra florür içeren diş macunu kullanımı başlayabilir. Bu döneme kadar florür kullanımı konusunda çocuk doktorunuz ya da diş hekiminize (pedodontist) danışmalısınız.
Diş çıkarmak, bebeğin ilk yıldaki gelişiminin önemli bir aşamasıdır. Ancak diş çıkarma deneyimi bazıları için uzun ve yıpratıcı bir süreç olabildiği gibi, bazılarında bir gecede biten bir şey olabilir. Bazen dişetinde şişlik ya da keskinleşmiş bir kenar haftalar, hatta aylar öncesinden dişin habercisidir bazen de hiçbir ipucu bulunmayabilir.
Diş çıkarma tartışmalı bir konu olmasına karşın, kesin bilinen bazı gerçekler vardır. Bebekler ilk dişlerini genellikle altıncı ve sekizinci aylar arasında çıkarırlar, ancak üç ay gibi erken ya da on beş ay gibi gecikmiş bir sürede çıkaranlar da vardır.
İlk iki yıl boyunca bir bebeğin on dokuz diş daha çıkarması beklenir. Genellikle alt iki kesici diş, üsttekilerden önce çıkar. Bu dişleri sağ ve soldaki ikişer yan-kesici dişler izler. Dişlerin geri kalanı şu sırayı izler yan kesicilerin hemen yanındaki ilk azı dişleri, sonra köpek dişleri ve en son da ikinci azılar. Üç yaş dolduğunda genellikle dişler tamamlanmıştır.
Halk arasında, erken diş çıkarmanın akıl belirtisi olacağı, geç diş çıkarmanın ise ileride öğrenme problemlerine yol açacağı konusundaki inanışı destekleyen hiçbir tıbbi bilgi yoktur. Diş çıkarmak kalıtsal faktörlere de bağlı olduğundan siz ya da eşiniz ilk dişlerinizi geç çıkardıysanız, bebeğiniz de aynı şeyi yapabilir.
İşaretler
Diş hazırlığı aslında diş, dişetini yarıp 0,5 cm’lik çıkışını yapmadan en az üç ay önce başlar. Bu sırada bebekte görülen belirtiler anneler, anneanneler ve tıp dünyası tarafından çok değişik yorumlara açık olmaya devam etmektedir.
Bazı doktorlar diş çıkarmanın yanında başka hiçbir belirti taşımadığına inanırlarken, bir kısmı da ufak tefek rahatsızlıkların görülebileceğini kabul etmektedirler. Bu belirtiler salya artışı, hafif ateş, ağlama, rahatsız uyku, huzursuzluk, ishal, burun tıkanıklığı, yüzde veya bez bölgesinde pişik, kulakları çekmek ve eller dahil olmak üzere her şeyi çiğneme isteği olabilir.
Bazı ana babalar, üç aylık bebeklerin salyasının aktığını gördüklerinde bunun diş çıkarma işareti olduğunu düşünürler. Diş çıkarmanın, salya salgılanmasını artırdığı doğru olsa da, bebeklerin zaten tümü bu aylarda tükürük bezlerinin harekete geçmesiyle salyalarını tutamamaya başlarlar. Salya, çene ve ağız çevresindeki deride kızarıklık ve tahrişe neden olabilir. Bu durumda düzenli olarak yumuşak bir bezle yüz silinmeli ve kuruyan cilde nemlendirici krem sürülmelidir.
Araştırmalar hafif ateşin, diş çıkarmaya sıklıkla eşlik edebildiğini gösterse de, bu ateş hiçbir zaman çok yüksek değildir. 38.5° C üzerindeki ateşin kaynağının araştırılması gereklidir. Nezle ve benzeri viral enfeksiyonların diş çıkarma dönemine rastlaması, bu dönemde bebeğin bağışıklık faktörlerindeki azalmadan kaynaklanmaktadır.
Özellikle azı dişleri çıkarken dişetindeki sızı, kulak ve yanaklara ortak sinirler aracılığıyla yayılabileceğinden, bebeğiniz kulak çekmek ya da yanak sürtmek gibi hareketler yapabilir.
Diş tamamen çıkmadan hemen önce yeri şiş, koyu mavi-siyah arası bir renk olabilir. Eti kesip çıktığında ise biraz kanama görülebilir. Buna diş hematomu denir ve genelde kendiliğinden iyileşir. Soğuk kompres, şişliği ve sızıyı alabilir.
Diş çıkaran bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı besinlere başlamış bebek, bir süre hiç onlarla ilgilenmeyebilir. Bu durumda, mama ya da anne sütüyle alacağı sıvı ve besin miktarı ona bu süre zarfında yetecektir. İshal ve diş çıkarma arasında direkt bir bağlantı kurulamamış olsa da bazı anneler bebeklerin her dişiyle ishal olduklarını söylerler. Yutulan fazla tükürüğün dışkıda yumuşamaya neden olabileceğini ileri sürenler olsa da, çocuğunuzun günde ikiden fazla sulu dışkısı olmuşsa doktorunuza danışmakta fayda vardır.
Ona nasıl yardım edebilirsiniz?
Ailelerin diş çıkarma dönemindeki bebeklerine yardım etmeleri imkansız değildir. Bebeğin sıkıntısı, her çıkardığı dişte farklı boyutlarda olabilir. Bebeğinizin dikkatini başka şeylere çekmek, oyuncaklarıyla oynamasını sağlamak, dışarıda gezinmek, müzik dinletmek ya da daha uzun süre kucakta tutmak bile onu rahatlatabilir. Çiğneyebileceği bir şey vererek de onu rahatlatmanız mümkündür. Buzdolabından çıkmış su dolu bir dişlik halkası harikalar yaratabilir. Buz dişetlerini dondurarak acıyı alır. Kaşırken uygulanan basınç ise ağrıyı geçirir. Soğuk yiyecekler (elma, şeftali püresi, yoğurt) oda ısısındakilerden daha cazip gelebilir.
Lokal anestetik (uyuşturucu) etkisi olan birtakım kremler dişetine sürülebilir. Viski, şarap gibi içeceklere batırılmış emzik bu amaçla kullanılmamalıdır. Etkisi çok kısa süreli olduğu gibi, tekrar kullanımlarla toksik düzeyde alkol verilebilir. Ağrı kesiciler (parasetamol) diş çıkaran bebeğin sıkıntısını dindirme amacıyla rahatlıkla kullanılabilir. Ancak ilaç dozunu her zaman doktorunuza danışmalısınız.
Unutmayın ki, diş ağrısı gelir ve kendiliğinden geçer diş çıkarma döneminde en iyi tedavi yeterli süre ve sabırdır.
Diş bakımı
Çocuğunuzun dişlerinin bakımı aslında daha anne karnındayken başlamalıdır. Dişler gebeliğin üçüncü ve altıncı ayları arasında gelişmeye başladığı için dengeli beslenme diş sağlığı için de önemlidir. Özellikle A, C, D vitaminleri, protein, kalsiyum ve fosfor yeterli miktarda alınmalıdır. Gebelik süresince multivitamin ilaçlar alan ve dengeli beslenen bir anne, bebeğinin dişleri için de sağlıklı bir başlangıç yapmış olur.
Çocuğun ilk diş sorunu genellikle uzun süreli biberon kullanımından kaynaklanır. Şekerli sıvılara sık ve uzun süreler maruz kalan dişlerde, biberon çürüğü denen durum ortaya çıkabilir. Uykuda tükürük salgısı azaldığından, hemen uyku öncesi verilen meyve suyu, süt gibi içecekler uzun süre dişler etrafında göllenir. Ağız içindeki bakteriler, şekerden asit yaparak diş minesinin zedelenmesine neden olurlar. Bu sorun, çocuğa yatmadan önce biberon vermeyerek ya da elinde biberonla dolaşmasını kısıtlayarak önlenebilir. Mümkünse biberon alışkanlığı bir yaşından sonra bırakılmalıdır.
Çocuğunuzun ilk dişinin çıkmasıyla diş temizliğine başlanması gerekir. Dişler, ilk başlarda nemli bir bezle silinmeli, 1 yaşından sonra fırçalanmalıdır. 2 yaşından sonra florür içeren diş macunu kullanımı başlayabilir. Bu döneme kadar florür kullanımı konusunda çocuk doktorunuz ya da diş hekiminize (pedodontist) danışmalısınız.