Aşk ve evlilik uzmanları, ilişkinin çıkmaz bir yola girmesine eşlerin yalnız vakit geçirmeleri, sorunlarını konuşmamaları, karşılıklı suçlamalar, cinsel mutsuzluk ve karamsarlık gibi problemlerin neden olduğunu belirtiyor. Bu tür durumlarda yapılacaklar için de uzmanlar ilişkiyi kurtarmak için bir dizi öneride bulunuyor.
Güzel bir duygusal ilişki yaşarken, aşk hayatında her şey yolunda giderken bir anda ortaya çıkan iletişim kopuklukları, karşılıklı suçlamalar, kavgalar ve kısa bir süre öncesine kadar güneşli bir yolda ilerleyen ilişkinin karanlık bir çıkmaz sokağa girmesi… Sebepler bazen gözümüzün önündedir, bazen de onları fark etmeyiz bile. İşte bu etkenlerden bazıları…
Çocuk sahibi olmak
Bir çiftin hayatındaki en güzel olaylardan biri, aynı zamanda şaşırtıcı bir biçimde ikili ilişkinin katili de olabiliyor. Tabii iki tarafın da bilinçaltında yatan “Artık aramızda çocuk da var, benden ayrılması çok zor” düşüncesinin getirdiği bir rahatlık ve kaybetme korkusunun azalması durumu da söz konusu…
Aile olmanın ikili ilişki üzerindeki negatif etkilerini en aza indirgemek için acilen yapılması gereken şey ise karı-kocanın çocukları yanlarında olmadan, yalnız vakit geçirmeleri, yaşadıkları sorunlar hakkında konuşmaları ve sıkıntılarını paylaşarak hafifletmeleri…
Arada sırada da olsa aile olma duygusundan sıyrılıp sevgili olma duygusunun geri gelmesini sağlamak, bu noktada ilişkiyi kurtarabilir.
Radikal değişimler önemli
Başka bir şehre ya da ülkeye taşınmak, aileden birini kaybetmek, iş değişikliği gibi zor ve sarsıcı olaylar, duygusal ilişkiyi de tehdit edebiliyor. Bir tarafın psikolojisinin bozulması, derin bir bunalıma girmesi, karamsarlığa kapılması, kendine bir türlü yeni bir hayat kuramaması gibi sebepler, öteki tarafla olan iletişimi de olumsuz yönde etkiliyor.
Suçlamalar, araya örülen sessizlik duvarları, sekteye uğrayan cinsel yaşam ve bireysel krizler arasında kaynayıp giden aşk duygusu, yaşanan radikal değişiklikler, ilişkinin çıkmaza girmesine neden oluyor. Anlayışlı davranmak, sabırlı olmak, ilişkide düğümü keskin bir bıçakla değil, yavaş yavaş çözmek, bu dönemin olabildiğince kolay ve hasarsız atlatılmasını sağlıyor.
Kadının erkekten fazla para kazanması
Emin olun ki bu, en modern çift için bile çok ciddi bir sorun. Kadınların çalışması toplumumuzda eskiye oranla artık çok daha doğal karşılanıyor ama “evin direğinin” kadın olması asla…
Erkeğin aslında kendisinde olması gereken maddi üstünlüğü birlikte olduğu kadına kaptırdığını düşünmesinden kaynaklanan aşağılanmışlık duygusu, kadının bilinçsizce de olsa para vasıtasıyla birlikte olduğu erkek üzerinde iktidar kurma hakkına sahip olduğu gibi bir yanılgıya kapılması, çevrenin ve iki tarafın ailelerinin tepkisi, yavaş yavaş aşkı tüketmeye başlıyor. Üstelik bu kez, kariyer yolunda emin adımlarla ilerleyen ve hak ettiği maddi olanaklara sahip olan kadın için karar vermek oldukça güç…
Erkeğini mi terk etmeli, yoksa mesleğini mi? Hangisinden fedakârlık ederse etsin, bunalıma gireceği ve kendisine güvenini yitireceği kesin. O yüzden sorunu çözmenin tek yolu, erkeğin bakış açısını değiştirmeye, en azından yaşadığı durumu kabullenmesini sağlamaya çalışmak…
Güzel bir duygusal ilişki yaşarken, aşk hayatında her şey yolunda giderken bir anda ortaya çıkan iletişim kopuklukları, karşılıklı suçlamalar, kavgalar ve kısa bir süre öncesine kadar güneşli bir yolda ilerleyen ilişkinin karanlık bir çıkmaz sokağa girmesi… Sebepler bazen gözümüzün önündedir, bazen de onları fark etmeyiz bile. İşte bu etkenlerden bazıları…
Çocuk sahibi olmak
Bir çiftin hayatındaki en güzel olaylardan biri, aynı zamanda şaşırtıcı bir biçimde ikili ilişkinin katili de olabiliyor. Tabii iki tarafın da bilinçaltında yatan “Artık aramızda çocuk da var, benden ayrılması çok zor” düşüncesinin getirdiği bir rahatlık ve kaybetme korkusunun azalması durumu da söz konusu…
Aile olmanın ikili ilişki üzerindeki negatif etkilerini en aza indirgemek için acilen yapılması gereken şey ise karı-kocanın çocukları yanlarında olmadan, yalnız vakit geçirmeleri, yaşadıkları sorunlar hakkında konuşmaları ve sıkıntılarını paylaşarak hafifletmeleri…
Arada sırada da olsa aile olma duygusundan sıyrılıp sevgili olma duygusunun geri gelmesini sağlamak, bu noktada ilişkiyi kurtarabilir.
Radikal değişimler önemli
Başka bir şehre ya da ülkeye taşınmak, aileden birini kaybetmek, iş değişikliği gibi zor ve sarsıcı olaylar, duygusal ilişkiyi de tehdit edebiliyor. Bir tarafın psikolojisinin bozulması, derin bir bunalıma girmesi, karamsarlığa kapılması, kendine bir türlü yeni bir hayat kuramaması gibi sebepler, öteki tarafla olan iletişimi de olumsuz yönde etkiliyor.
Suçlamalar, araya örülen sessizlik duvarları, sekteye uğrayan cinsel yaşam ve bireysel krizler arasında kaynayıp giden aşk duygusu, yaşanan radikal değişiklikler, ilişkinin çıkmaza girmesine neden oluyor. Anlayışlı davranmak, sabırlı olmak, ilişkide düğümü keskin bir bıçakla değil, yavaş yavaş çözmek, bu dönemin olabildiğince kolay ve hasarsız atlatılmasını sağlıyor.
Kadının erkekten fazla para kazanması
Emin olun ki bu, en modern çift için bile çok ciddi bir sorun. Kadınların çalışması toplumumuzda eskiye oranla artık çok daha doğal karşılanıyor ama “evin direğinin” kadın olması asla…
Erkeğin aslında kendisinde olması gereken maddi üstünlüğü birlikte olduğu kadına kaptırdığını düşünmesinden kaynaklanan aşağılanmışlık duygusu, kadının bilinçsizce de olsa para vasıtasıyla birlikte olduğu erkek üzerinde iktidar kurma hakkına sahip olduğu gibi bir yanılgıya kapılması, çevrenin ve iki tarafın ailelerinin tepkisi, yavaş yavaş aşkı tüketmeye başlıyor. Üstelik bu kez, kariyer yolunda emin adımlarla ilerleyen ve hak ettiği maddi olanaklara sahip olan kadın için karar vermek oldukça güç…
Erkeğini mi terk etmeli, yoksa mesleğini mi? Hangisinden fedakârlık ederse etsin, bunalıma gireceği ve kendisine güvenini yitireceği kesin. O yüzden sorunu çözmenin tek yolu, erkeğin bakış açısını değiştirmeye, en azından yaşadığı durumu kabullenmesini sağlamaya çalışmak…
Kategori:
aşk oyunları