Ürolojik hastalıklar içerisinde ilk sıralarda yer alan 'iyi huylu prostat büyümesinde ve 'prostat kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor.
Acıbadem Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, erkeklerin prostat muayenesine çekinceli yaklaştığını belirterek, gerek iyi huylu prostat büyümesinde gerekse prostat kanserinde tedaviye geç kalındığında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabildiğini vurguluyor.
İleri yaştaki erkeklerin hemen hepsinde iyi huylu prostat büyümesi görüldüğünü söyleyen Doç Dr. Mustafa Uğur Altuğ, bu rahatsızlıkla beraber ortaya çıkan sorunları şöyle anlatıyor: "Genellikle hastaların en büyük sıkıntısı idrara çıkma konusunda oluyor. Hasta, gece idrara kalkıyor, idrar yapamama ya da tutamama, kaçırma gibi sıkıntılar yaşayabiliyor. Tuvalete gittiğinde idrar yapmada zorluk, sık idrara çıkma, idrar akımında zayıflamalar, zaman zaman idrarın kesilip yeniden başlaması ve yanma, sızlama gibi şikayetler söz konusu oluyor. Bu durumun ilerlemesi ise, tıkanıklar ve idrar yolu iltihapları, kanamalar, mesanede taş oluşumu ile sonuçlanabiliyor."
"Yaş ilerledi, olur bu kadar" demeyin
Bu yönde şikayetleri olan hastaların, mutlaka doktora başvurmaları gerektiğinin altını çizen Altuğ, "Bu şikayetler, vücutta kademeli olarak geliştiği için, hasta bu durumlara uyum sağlayabiliyor. Bazen de hasta, yaşının ilerlediği için bu kadar da rahatsızlık alabileceğini düşünerek durumu kabulleniyor' diyor. Bu nedenlerle kişinin doktora gitmekten kaçındığını ancak geciktikçe hastalık derecesinin yükselebileceğini söylüyor. Bu durum bir dönem sonra tıkanmalara, sonda takılmaya ve böbrek yetmezliğine kadar gidebiliyor. Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, "Önceden, her prostat hastasında ameliyat yapılırdı ama artık bugün ilaç tedavileri ve lazerle tedavi edilebiliyor" diyor.
İlk evrelerde şikayete yol açmıyor
Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, erkeklerde en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan prostat kanseri konusunda da uyarıyor: "Özellikle erken dönemde hiçbir şikayete yol açmayan prostat kanserinin büyük bir kısmı, prostatın dış kısmından yani idrar yolundan uzak olan kesimden kaynaklanıyor. Hasta şikayetin oluşmasını beklerse, hastalık daha ilerlemiş, bazen çok gecikmiş hatta iş işten geçmiş olabiliyor. Ürologlar olarak bizim tavsiyemiz, 40'lı yaşlarda, hiçbir şikayet olmasa da her erkeğin yılda bir defa prostat muayenesi yaptırması. Ayrıca PSA (Prostat Spesifik Antijen) kan tahlillerinin de yaptırılması gerekiyor."
Erken teşhis tedavi başarısını artırıyor
Bütün kanserler gibi prostat kanseri de, ne kadar erken teşhis edilirse, tedavide o kadar başarılı olunuyor. Prostat kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olmasına dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, "Patolojide teyit edilmişse, hastalıktan tamamen kurtulma ya da çok uzun süreler hastalıksız yaşama mümkün. Bunun için erken teşhisi ve uygun tedavinin yapılmasını tavsiye ediyoruz. Erken evre prostat kanserinin tedavisinde açık, laporoskopik ve ya robotik ameliyatlar uygulayabiliyoruz." diyor.
40 yaşın altındaki erkeklerde de bu rahatsızlığa rastlanabiliyor. Özellikle ailede, birinci derece akrabalarda prostat kanseri varsa, düzenli muayene daha fazla önem taşıyor. Birkaç akrabada varsa, risk daha da artıyor.
Acıbadem Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, erkeklerin prostat muayenesine çekinceli yaklaştığını belirterek, gerek iyi huylu prostat büyümesinde gerekse prostat kanserinde tedaviye geç kalındığında istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabildiğini vurguluyor.
İleri yaştaki erkeklerin hemen hepsinde iyi huylu prostat büyümesi görüldüğünü söyleyen Doç Dr. Mustafa Uğur Altuğ, bu rahatsızlıkla beraber ortaya çıkan sorunları şöyle anlatıyor: "Genellikle hastaların en büyük sıkıntısı idrara çıkma konusunda oluyor. Hasta, gece idrara kalkıyor, idrar yapamama ya da tutamama, kaçırma gibi sıkıntılar yaşayabiliyor. Tuvalete gittiğinde idrar yapmada zorluk, sık idrara çıkma, idrar akımında zayıflamalar, zaman zaman idrarın kesilip yeniden başlaması ve yanma, sızlama gibi şikayetler söz konusu oluyor. Bu durumun ilerlemesi ise, tıkanıklar ve idrar yolu iltihapları, kanamalar, mesanede taş oluşumu ile sonuçlanabiliyor."
"Yaş ilerledi, olur bu kadar" demeyin
Bu yönde şikayetleri olan hastaların, mutlaka doktora başvurmaları gerektiğinin altını çizen Altuğ, "Bu şikayetler, vücutta kademeli olarak geliştiği için, hasta bu durumlara uyum sağlayabiliyor. Bazen de hasta, yaşının ilerlediği için bu kadar da rahatsızlık alabileceğini düşünerek durumu kabulleniyor' diyor. Bu nedenlerle kişinin doktora gitmekten kaçındığını ancak geciktikçe hastalık derecesinin yükselebileceğini söylüyor. Bu durum bir dönem sonra tıkanmalara, sonda takılmaya ve böbrek yetmezliğine kadar gidebiliyor. Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, "Önceden, her prostat hastasında ameliyat yapılırdı ama artık bugün ilaç tedavileri ve lazerle tedavi edilebiliyor" diyor.
İlk evrelerde şikayete yol açmıyor
Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, erkeklerde en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan prostat kanseri konusunda da uyarıyor: "Özellikle erken dönemde hiçbir şikayete yol açmayan prostat kanserinin büyük bir kısmı, prostatın dış kısmından yani idrar yolundan uzak olan kesimden kaynaklanıyor. Hasta şikayetin oluşmasını beklerse, hastalık daha ilerlemiş, bazen çok gecikmiş hatta iş işten geçmiş olabiliyor. Ürologlar olarak bizim tavsiyemiz, 40'lı yaşlarda, hiçbir şikayet olmasa da her erkeğin yılda bir defa prostat muayenesi yaptırması. Ayrıca PSA (Prostat Spesifik Antijen) kan tahlillerinin de yaptırılması gerekiyor."
Erken teşhis tedavi başarısını artırıyor
Bütün kanserler gibi prostat kanseri de, ne kadar erken teşhis edilirse, tedavide o kadar başarılı olunuyor. Prostat kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olmasına dikkat çeken Doç. Dr. Mustafa Uğur Altuğ, "Patolojide teyit edilmişse, hastalıktan tamamen kurtulma ya da çok uzun süreler hastalıksız yaşama mümkün. Bunun için erken teşhisi ve uygun tedavinin yapılmasını tavsiye ediyoruz. Erken evre prostat kanserinin tedavisinde açık, laporoskopik ve ya robotik ameliyatlar uygulayabiliyoruz." diyor.
40 yaşın altındaki erkeklerde de bu rahatsızlığa rastlanabiliyor. Özellikle ailede, birinci derece akrabalarda prostat kanseri varsa, düzenli muayene daha fazla önem taşıyor. Birkaç akrabada varsa, risk daha da artıyor.
Kategori:
sağlık