Midede ağrı ve yanma gibi şikayetler günümüzün en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biri. Bu gibi problemleri yaşayan hastalar ise yakınmalarından bir an önce kurtulabilmek için uzman desteğine başvurmak yerine, gelişigüzel reflü ilaçları kullanmaya yönelebiliyor. Fakat çevre tavsiyeleri üzerine bilinçsizce satın alınan bu reçetesiz ilaçlar, vücutta ciddi hasarlara yol açabiliyor.
Central Hospital'dan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sökmen, doktor tavsiyesi dışında kullanılan reflü ilaçlarının yol açabileceği problemler hakkında uyarılarda bulunuyor.
Halk arasında mide reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı (GÖRH), genel tabirle mide asidinin ve yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçma durumudur. Genellikle asit, bazen safra ve pankreas sıvısından oluşan mide içeriği yemek borusuna geri kaçabiliyor ve içeriğin burada uzun süre yemek borusu ile teması, yemek borusunun kendini koruma özelliğini yitirmesine neden olabiliyor. Bunun sonucunda da reflü hastalığı oluşuyor. Bir hayli yaygın olan bu hastalık, genellikle midede ağrı ile birlikte boğaz ve göğüs kemiği arkasında yanma hissi olarak görülebiliyor. Reflü hastalığının oluşmasında ise, yanlış beslenme, aşırı stres ve kötü yaşam koşulları büyük rol oynuyor.
Bilinçsiz reflü ilacı kullanımı sağlığı tehdit ediyor
Yaşam kalitesini büyük oranda etkileyen reflü, toplumumuzun ortak sağlık sorunlarından biri olarak adlandırılıyor. Bu şikayetlerle karşılaşan insanlar ise, soluğu reçetesiz satılan ilaç reyonlarında alıyor. Ağza gelen acı su, yemek borusu ve midede yanma şikayetleri eczanelerden uzman tavsiyesi dışında alınan mide koruyucu reflü ilaçları ile geçiştiriliyor. Şikayetleri azalttığı gerekçesiyle kullanılan bu ilaçlar, uzun vadede çeşitli yan etkilere ve ciddi komplikasyonlara neden olabiliyor. Mide koruyucular olarak bilinen proton pompa inhibitörleri, uzun süreli ve doz aşımına dikkat edilmeyen kullanımlarda ciddi riskler oluşturabiliyor. Bu riskler arasında şunlar yer alıyor; kemik erimeleri, B12 ve magnezyum eksikliği ve kullanılan diğer ilaçlarla etkileşim. Ayrıca bir uzmana görünmek yerine mide şikayetlerini bastırmak amaçlı bilinçsizce kullanılan ilaçlar, yakınmaları maskelediği için mide ve özefagus kanserlerinin erken tanısını geciktirebiliyor.
Doğru beslenme tedaviye yardımcı oluyor
Reflü hastalığıyla başa çıkabilmede hekim desteği almanın yanı sıra, doğru beslenmek de önemli bir yol oynuyor. Misafir ağırlarken kurulan mükellef sofralar ya da yoğun iş temposu içinde atıştırmalarla geçiştirilen öğünler, yanlış beslenmeyi beraberinde getirebiliyor. Ülkemizdeki reflü hastalarının büyük bir kısmını hamile kadınlar, obezite hastası ve yaşlı kişiler oluşturuyor. Ayrıca rafine ve endüstriyel gıdaların dikkatsiz tüketimi bireylerde reflü şikayetlerini arttırabilmektedir.
Bu yiyeceklere dikkat!
Yağ oranı fazla besinler mideyi geç terk ettiği için reflüyü arttırır. Özellikle fast food gıdalar, krema, margarin ve bu yağlardan hazırlanmış soslar besin listesinden çıkarılmalıdır. Soğan, domates, baharat ve turunçgil gibi besinler aşırı tüketimine dikkat edilmelidir. Kahve, demli çay, kola, gazoz, soda ve alkollü içeceklerin tüketiminden de kaçınılmalıdır.
Yemek geç saatlere bırakılmamalı
Reflü hastalarının beslenme konusunda dikkat etmesi gereken diğer bir unsur da beslenme öğünleridir. Eğer mide problemleri yaşayan hasta kiloluysa, öncelikle fazla kilolarından kurtulması sağlanmalı ve az yemeğe teşvik edilmelidir. Özellikle akşam yemeklerini erken saatlerde yemesi konusunda yönlendirilmeli ve hastaya yemek sırasında fazla konuşmaması önerilmelidir. Ayrıca hastaya ihtiyaçtan fazla yenecek yemeğin mide basıncını, basıncın da reflü olasılığını arttıracağı hatırlatılmalıdır.
Stressiz yaşam alanı şart
Reflü tanısı konulan hastalar stresli ortamlardan olabildiğince uzak durmalı, mümkünse kendilerine stressiz bir yaşam alanı oluşturmalıdır. Gergin bir ortamda vakit geçirmek reflü hastalığını tetikleyebilirken, vücut da reflü hastalığı için uygulanan tedaviye yanıtsız kalabilir. Reflüyü arttıran nedenlerden bir diğeri de sedanter yani hareketsiz yaşamdır. Bu nedenle hastaların yemek sonrası kısa yürüyüşler yapması faydalı olacaktır.
Central Hospital'dan Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Sökmen, doktor tavsiyesi dışında kullanılan reflü ilaçlarının yol açabileceği problemler hakkında uyarılarda bulunuyor.
Halk arasında mide reflüsü olarak bilinen Gastro Özofageal Reflü hastalığı (GÖRH), genel tabirle mide asidinin ve yiyeceklerin yemek borusuna geri kaçma durumudur. Genellikle asit, bazen safra ve pankreas sıvısından oluşan mide içeriği yemek borusuna geri kaçabiliyor ve içeriğin burada uzun süre yemek borusu ile teması, yemek borusunun kendini koruma özelliğini yitirmesine neden olabiliyor. Bunun sonucunda da reflü hastalığı oluşuyor. Bir hayli yaygın olan bu hastalık, genellikle midede ağrı ile birlikte boğaz ve göğüs kemiği arkasında yanma hissi olarak görülebiliyor. Reflü hastalığının oluşmasında ise, yanlış beslenme, aşırı stres ve kötü yaşam koşulları büyük rol oynuyor.
Bilinçsiz reflü ilacı kullanımı sağlığı tehdit ediyor
Yaşam kalitesini büyük oranda etkileyen reflü, toplumumuzun ortak sağlık sorunlarından biri olarak adlandırılıyor. Bu şikayetlerle karşılaşan insanlar ise, soluğu reçetesiz satılan ilaç reyonlarında alıyor. Ağza gelen acı su, yemek borusu ve midede yanma şikayetleri eczanelerden uzman tavsiyesi dışında alınan mide koruyucu reflü ilaçları ile geçiştiriliyor. Şikayetleri azalttığı gerekçesiyle kullanılan bu ilaçlar, uzun vadede çeşitli yan etkilere ve ciddi komplikasyonlara neden olabiliyor. Mide koruyucular olarak bilinen proton pompa inhibitörleri, uzun süreli ve doz aşımına dikkat edilmeyen kullanımlarda ciddi riskler oluşturabiliyor. Bu riskler arasında şunlar yer alıyor; kemik erimeleri, B12 ve magnezyum eksikliği ve kullanılan diğer ilaçlarla etkileşim. Ayrıca bir uzmana görünmek yerine mide şikayetlerini bastırmak amaçlı bilinçsizce kullanılan ilaçlar, yakınmaları maskelediği için mide ve özefagus kanserlerinin erken tanısını geciktirebiliyor.
Doğru beslenme tedaviye yardımcı oluyor
Reflü hastalığıyla başa çıkabilmede hekim desteği almanın yanı sıra, doğru beslenmek de önemli bir yol oynuyor. Misafir ağırlarken kurulan mükellef sofralar ya da yoğun iş temposu içinde atıştırmalarla geçiştirilen öğünler, yanlış beslenmeyi beraberinde getirebiliyor. Ülkemizdeki reflü hastalarının büyük bir kısmını hamile kadınlar, obezite hastası ve yaşlı kişiler oluşturuyor. Ayrıca rafine ve endüstriyel gıdaların dikkatsiz tüketimi bireylerde reflü şikayetlerini arttırabilmektedir.
Bu yiyeceklere dikkat!
Yağ oranı fazla besinler mideyi geç terk ettiği için reflüyü arttırır. Özellikle fast food gıdalar, krema, margarin ve bu yağlardan hazırlanmış soslar besin listesinden çıkarılmalıdır. Soğan, domates, baharat ve turunçgil gibi besinler aşırı tüketimine dikkat edilmelidir. Kahve, demli çay, kola, gazoz, soda ve alkollü içeceklerin tüketiminden de kaçınılmalıdır.
Yemek geç saatlere bırakılmamalı
Reflü hastalarının beslenme konusunda dikkat etmesi gereken diğer bir unsur da beslenme öğünleridir. Eğer mide problemleri yaşayan hasta kiloluysa, öncelikle fazla kilolarından kurtulması sağlanmalı ve az yemeğe teşvik edilmelidir. Özellikle akşam yemeklerini erken saatlerde yemesi konusunda yönlendirilmeli ve hastaya yemek sırasında fazla konuşmaması önerilmelidir. Ayrıca hastaya ihtiyaçtan fazla yenecek yemeğin mide basıncını, basıncın da reflü olasılığını arttıracağı hatırlatılmalıdır.
Stressiz yaşam alanı şart
Reflü tanısı konulan hastalar stresli ortamlardan olabildiğince uzak durmalı, mümkünse kendilerine stressiz bir yaşam alanı oluşturmalıdır. Gergin bir ortamda vakit geçirmek reflü hastalığını tetikleyebilirken, vücut da reflü hastalığı için uygulanan tedaviye yanıtsız kalabilir. Reflüyü arttıran nedenlerden bir diğeri de sedanter yani hareketsiz yaşamdır. Bu nedenle hastaların yemek sonrası kısa yürüyüşler yapması faydalı olacaktır.
Kategori:
sağlıklı yaşam