Çocuklarının mutlu, başarılı, sorumluluk sahibi ve iyi bireyler olarak yetişmelerini isteyen ebeveynler, farkında olmadan yaptıkları hatalı davranışlarla çocuğu aksi yönde etkiliyorlar. Çocuğa "Çok yaramazsın" demek yerine "Nazik davran, sakin ve rahat ol" diyerek istediğiniz şeyi açıkça söylemek gerekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi'nden uzman klinik psikolog Eda Ergür, anne ve babaların hatalı tutumlarının çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaptığına dikkat çekti. Olumlu yönergelerin çocuğun gelişimine çok önemli katkıları olduğunu belirten Eda Ergür, şunları söyledi:
"Anne babaların çocuklarını yetiştirirken ortak hedefleri vardır. Her ebeveyn, çocuklarının mutlu ve başarılı olmasını, çevresiyle iyi ilişkiler kurabilmesini, sorumluluklarını üstlenmesini ve de ahlak sahibi bir birey olarak yetişmesini ister. Ancak bu hedeflere ulaşmak için sarf edilen çaba, her zaman bizi istenilen sonuca götüremeyebilir.
Çocuğu uyarma yöntemine dikkat
Anne babanın çocuklarına yönelttikleri tutumlar her ne kadar iyi niyetli olsa da bazen beklenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Çocuk yetiştirirken ebeveynlerin sıklıkla düştükleri en büyük yanılgı, çocuğu uyarma yöntemidir. Odasını toplamayan bir çocuğa verilen uyarı 'odanı dağıtma' ya da kardeşine vurduğunda çocuğun aldığı uyarı 'kardeşine vurma' şeklinde olabilir ve bu uyarılar çoğu zaman işe yaramaz.
Aileler, genelde şöyle yakınıyorlar: 'Duvara söylesem anlar ama oğlum ya da kızım bir kez bile beni dinlemiyor.' Peki, burada tek sorumlu çocuk mu? Söylediğimiz uyarıya uymuyor, diye düşünerek çocuğumuzun üzerine mi gitmeliyiz yoksa acaba neyi farklı yapabilirim diyerek verdiğimiz uyarıları mı gözden geçirmeliyiz. Evet, aslında bu kadar küçük bir değişim bazen mucizeler yaratabilir.
Ne yapması gerektiği anlatılmalı
Yapılan uyarılarda değiştirilebilecek ortak bir nokta var: Bu örneklerin hepsinde çocuğa, neyi yapmaması gerektiğini söylüyoruz fakat nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bir yönlendirme yapmıyoruz. Böylece çocuk ne yapmasını istediğimizi anlayamayabiliyor ve yaptığı davranışı sürdürüyor.
Örneğin, odasını düzenli tutmasını istediğimiz çocuğumuza 'odanı düzenle' yönergesini vermek çocuk için daha anlaşılır olacaktır. 'Nazik davran, sakin ve rahat ol, uygun ses tonuyla konuş, meyve ye' gibi yol gösterici yönergeler vermek daha net ve anlaşılır bir mesaj ilettiği için çocuğunuz da ondan ne beklediğinizi anlayabilir ve kendisini eleştirilmiş hissetmez.
Sen dili hırçınlaştırıyor!
Uzman klinik psikolog Eda Ergür, yapılan uyarılarda kullanılan dilin de önemli olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
"'Yaramazsın, dağınıksın' gibi 'sen' diliyle hitap ederseniz çocuğunuz kendisini eleştirilmiş hissedecektir. Eleştirildiğini düşünen çocuk hırçınlaşıp daha asabi davranışlar sergileyecektir. Anne ve babaların 'Yaramazsın, dağınıksın' gibi uyarılarda bulunduğu çocuk, tehdit edilmiş gibi hissedebilir, sevilmediğini düşünebilir.
Çocuklara uyarıda bulunurken "sen" dilini kullanmamaya özen göstermek, çocuğun uygun olmayan davranışını tanımlamalarını, davranışın kendilerinde yarattığı etkiyi tanımlamaları ve davranışın neden kabul edilmediğini somut olarak dile getirmeleri gerekir.
Örneğin eve gelen misafiriyle sohbet eden annesinin sözünü kesen, 'anne, anne' diyerek araya girmek isteyen bir çocuğa 'Sürekli sözümü kesiyorsun" uyarısı yerine 'Sözüm kesildiğinde, arkadaşıma anlattığım konunun sonunu getiremediğim için çok rahatsız oluyorum" şeklinde uyarmak daha açıklayıcıdır. Çocuk kendini eleştirilmiş hissetmeden, davranışın sizde yarattığı duyguyu ve sonuçlarını fark etmiş olur."
Onun çocuk olduğunu unutmayın!
Uzman klinik psikolog Eda Ergür, anne ve babalara şu tavsiyelerde bulundu:
"Anne- baba olarak karşımızdakilerin çocuk olduğunu her zaman kendimize hatırlatmalı ve söylediklerimizi harfi harfine yerine getiremeyeceklerini unutmamalıyız. Çocuğunuzun davranışlarında neyi istemediğinizi değil de neyi istediğinizi düşünerek hareket edin ve uyarılarınızı bu yönde şekillendirin. Böylece hem kendinizde hem de çocuğunuzda olumlu bir etki yaratmış olursunuz. Rahat ve mutlu bir birey olmaya kendinizden başlarsanız çocuğunuz sizi model alarak bu yönde davranışlar geliştirebilir."
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi'nden uzman klinik psikolog Eda Ergür, anne ve babaların hatalı tutumlarının çocuğun gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaptığına dikkat çekti. Olumlu yönergelerin çocuğun gelişimine çok önemli katkıları olduğunu belirten Eda Ergür, şunları söyledi:
"Anne babaların çocuklarını yetiştirirken ortak hedefleri vardır. Her ebeveyn, çocuklarının mutlu ve başarılı olmasını, çevresiyle iyi ilişkiler kurabilmesini, sorumluluklarını üstlenmesini ve de ahlak sahibi bir birey olarak yetişmesini ister. Ancak bu hedeflere ulaşmak için sarf edilen çaba, her zaman bizi istenilen sonuca götüremeyebilir.
Çocuğu uyarma yöntemine dikkat
Anne babanın çocuklarına yönelttikleri tutumlar her ne kadar iyi niyetli olsa da bazen beklenmeyen sonuçlara sebep olabilir. Çocuk yetiştirirken ebeveynlerin sıklıkla düştükleri en büyük yanılgı, çocuğu uyarma yöntemidir. Odasını toplamayan bir çocuğa verilen uyarı 'odanı dağıtma' ya da kardeşine vurduğunda çocuğun aldığı uyarı 'kardeşine vurma' şeklinde olabilir ve bu uyarılar çoğu zaman işe yaramaz.
Aileler, genelde şöyle yakınıyorlar: 'Duvara söylesem anlar ama oğlum ya da kızım bir kez bile beni dinlemiyor.' Peki, burada tek sorumlu çocuk mu? Söylediğimiz uyarıya uymuyor, diye düşünerek çocuğumuzun üzerine mi gitmeliyiz yoksa acaba neyi farklı yapabilirim diyerek verdiğimiz uyarıları mı gözden geçirmeliyiz. Evet, aslında bu kadar küçük bir değişim bazen mucizeler yaratabilir.
Ne yapması gerektiği anlatılmalı
Yapılan uyarılarda değiştirilebilecek ortak bir nokta var: Bu örneklerin hepsinde çocuğa, neyi yapmaması gerektiğini söylüyoruz fakat nasıl davranması gerektiğiyle ilgili bir yönlendirme yapmıyoruz. Böylece çocuk ne yapmasını istediğimizi anlayamayabiliyor ve yaptığı davranışı sürdürüyor.
Örneğin, odasını düzenli tutmasını istediğimiz çocuğumuza 'odanı düzenle' yönergesini vermek çocuk için daha anlaşılır olacaktır. 'Nazik davran, sakin ve rahat ol, uygun ses tonuyla konuş, meyve ye' gibi yol gösterici yönergeler vermek daha net ve anlaşılır bir mesaj ilettiği için çocuğunuz da ondan ne beklediğinizi anlayabilir ve kendisini eleştirilmiş hissetmez.
Sen dili hırçınlaştırıyor!
Uzman klinik psikolog Eda Ergür, yapılan uyarılarda kullanılan dilin de önemli olduğunu belirterek şu tavsiyelerde bulundu:
"'Yaramazsın, dağınıksın' gibi 'sen' diliyle hitap ederseniz çocuğunuz kendisini eleştirilmiş hissedecektir. Eleştirildiğini düşünen çocuk hırçınlaşıp daha asabi davranışlar sergileyecektir. Anne ve babaların 'Yaramazsın, dağınıksın' gibi uyarılarda bulunduğu çocuk, tehdit edilmiş gibi hissedebilir, sevilmediğini düşünebilir.
Çocuklara uyarıda bulunurken "sen" dilini kullanmamaya özen göstermek, çocuğun uygun olmayan davranışını tanımlamalarını, davranışın kendilerinde yarattığı etkiyi tanımlamaları ve davranışın neden kabul edilmediğini somut olarak dile getirmeleri gerekir.
Örneğin eve gelen misafiriyle sohbet eden annesinin sözünü kesen, 'anne, anne' diyerek araya girmek isteyen bir çocuğa 'Sürekli sözümü kesiyorsun" uyarısı yerine 'Sözüm kesildiğinde, arkadaşıma anlattığım konunun sonunu getiremediğim için çok rahatsız oluyorum" şeklinde uyarmak daha açıklayıcıdır. Çocuk kendini eleştirilmiş hissetmeden, davranışın sizde yarattığı duyguyu ve sonuçlarını fark etmiş olur."
Onun çocuk olduğunu unutmayın!
Uzman klinik psikolog Eda Ergür, anne ve babalara şu tavsiyelerde bulundu:
"Anne- baba olarak karşımızdakilerin çocuk olduğunu her zaman kendimize hatırlatmalı ve söylediklerimizi harfi harfine yerine getiremeyeceklerini unutmamalıyız. Çocuğunuzun davranışlarında neyi istemediğinizi değil de neyi istediğinizi düşünerek hareket edin ve uyarılarınızı bu yönde şekillendirin. Böylece hem kendinizde hem de çocuğunuzda olumlu bir etki yaratmış olursunuz. Rahat ve mutlu bir birey olmaya kendinizden başlarsanız çocuğunuz sizi model alarak bu yönde davranışlar geliştirebilir."
Kategori:
sağlıklı yaşam